İletişim Başkanı Fahrettin Altun, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, Türkiye'nin hem içte hem dışta yoğun dezenformasyon kampanyalarıyla mücadele ettiğini vurguladı. Ana muhalefetteki iç çekişmeleri ve kamuoyuna yansıyan iddiaları eleştiren Altun, bu durumun "dehşet verici" olduğunu belirtti. Kamu vicdanına hesap vermek yerine yalan ve iftira siyaseti izlendiğini, algı operasyonlarına başvurulduğunu ifade etti. Ramazan ayında bile kutsal değerlere yönelik saldırılar ve Cumhurbaşkanına yönelik edepsiz söylemler olduğunu dile getirdi. Bu söylemlerin sadece siyasi nezaketsizlik değil, organize bir kötülüğün tezahürü olduğunu vurguladı. Ana muhalefetin uluslararası odaklardan siyasi meşruiyet devşirme çabalarının ibret verici olduğunu sözlerine ekledi.
Ekonomik İstikrara Yönelik Tehditler
Altun, ekonomik istikrara yönelik tehditlerin ve yatırımcı güvenini zedeleyici açıklamaların, milli menfaatlere karşı bir sabotaj girişimi olduğunu savundu. Kendilerini hala vesayet Türkiye'sinin imtiyazlıları olarak gören azınlığın, Türkiye'nin artık birilerinin küresel güçlere sırtını dayayarak parmak sallayabileceği bir ülke olmadığını anlamaları gerektiğini belirtti. Türkiye'nin gerçek sahibinin aziz milleti olduğunu ve bu oyunların farkında olduğunu ekledi. Bu tehditlerin, sadece ekonomik değil, aynı zamanda ulusal güvenlik açısından da büyük riskler taşıdığını vurguladı. Ülkenin kalkınma hedeflerine ulaşmasının önündeki engelleri ortadan kaldırmak için hükümetin kararlı adımlar atacağını da belirtti. Son dönemde yaşanan ekonomik dalgalanmaların, dış güçlerin manipülasyonlarının da etkisiyle gerçekleştiğini iddia etti. Bu manipülasyonların ülke ekonomisine ciddi zarar verdiğini ve vatandaşların yaşam standartlarını olumsuz etkilediğini belirtti.
Sanatçılara Destek ve Faşizan Yaklaşım
Hiçbir sanatçının baskılara ve dışlanma girişimlerine karşı yalnız olmadığını belirten Altun, İletişim ekosisteminin güvenliğini sağlamak için her adımı atacağını söyledi. Görüşlerinden dolayı baskı gören sanatçıları ve sektör emekçilerini destekleyeceklerini yineledi. Neredeyse on yıldır değişim ve gelişme iddiasında bulunanların Gezi olaylarından bu yana hiçbir ilerleme kaydedemediğini belirtti. Sürekli kendini tekrar eden faşizan bir tavrın, farklı görüşlere tahammül edememeyi ve kendinden olmayanı yaftalamayı getirdiğini söyledi. Bu faşizan anlayışın demokratik olgunlukla bağdaşmadığını vurgulayarak, muhalif görüşlere tahammül etmeyen, tehdit eden bu yaklaşımın artık siyasi karşılığının kalmadığını dile getirdi. Bu baskı ve sindirme politikalarının, demokratik toplum değerlerine aykırı olduğunu ve ülkenin geleceğine zarar verdiğini ekledi.
Siyasi Rekabet ve Milli İrade
Altun, siyasi rekabetin ilke ve vizyonla yapılması gerektiğini, tehdit ve sindirmeyle değil, şeklinde görüş belirtti. Muhalif görüşlere sahip vatandaşların taleplerini kendi çıkarları için kullanan siyaset tüccarlarını eleştirdi. Türkiye'nin kararlı ve güçlü olduğunu, yoluna milletin iradesi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde devam ettiğini vurguladı. Bu sözleriyle, hükümetin ülkenin geleceğine yönelik vizyonunu ve kararlılığını bir kez daha pekiştirmeyi amaçladığını belirtti. Ülkenin geleceğinin, milli iradeye ve güçlü bir liderliğe bağlı olduğunu vurgulayarak, muhalefetin yıkıcı değil, yapıcı bir siyaset izlemesi çağrısında bulundu. Hükümetin, tüm vatandaşların refahı için çalışmaya devam edeceğini ve ülkenin ekonomik ve sosyal gelişimi için her türlü çabayı göstereceğini söyledi.