Türkiye'de milyonluk araç filosuyla hizmet veren binlerce araç kiralama firması, ciddi bir sorunla karşı karşıya. Özellikle bireysel kiralamalarda hırsızlık olaylarında büyük artış gözlemlenmekte. Bu durum, özellikle büyük şehirlerde daha belirgin bir hal almış durumda. Sektör temsilcileri, en büyük sorunlarının çalıntı araçlar olduğunu ve durumun her geçen gün daha da kötüleştiğini belirtiyorlar.
Çalıntı Araçların Akıbeti
Kiralanan araçlar çalındıktan sonra genellikle parçalara ayrılıp satılıyor veya güvenlik zafiyetlerinden faydalanılarak yurtdışına, komşu ülkelere kaçırılıyor. Araçların büyük bir kısmı iz bırakmadan kayboluyor. Bu durumun yıllık kayıp rakamlarını on binlere ulaştırdığı tahmin ediliyor. Yetkililer, sektörün uğradığı zararı milyarlarca lira olarak açıklıyor. Geçmişte, tek bir kişinin çok sayıda firmadan araç kiralayıp çalması olayları da yaşanmıştı, bu durumun organize hırsızlık şebekelerine işaret ettiği düşünülüyor. Sektörün bu konudaki kaygıları giderek artıyor.
Yasadışı Faaliyetlerde Kullanım
Ne yazık ki, durum sadece hırsızlık ile sınırlı değil. Kiralık araçlar, yasadışı faaliyetler için de kullanılıyor. Güvenlik açıklarından yararlanan suç örgütleri, bu araçları yasadışı madde kaçakçılığı ve hatta insan kaçakçılığı gibi ağır suçlarda kullanıyor. Sektör yetkilileri, özellikle sınır bölgelerinde mültecilerin yurt dışına kaçırılmasında kiralık araçların kullanıldığını dile getiriyor. Bu durum, hem milli servetin kaybına hem de kamu düzeninin bozulmasına yol açıyor.
Sektörün Çaresizliği ve Hukuki Boşluklar
Sektör, yetkililerden daha etkili önlemler alınmasını ve hukuk sistemindeki eksikliklerin giderilmesini talep ediyor. Ekonomiye büyük zarar veren bu durumun önüne geçilmesi için, daha sıkı denetimler ve caydırıcı cezaların getirilmesi şart görünüyor. Otomobil kiralama sektörünün sürdürülebilirliği, bu sorunun çözümüne bağlı. Bu konuda yapılacak çalışmalar, hem sektörün güvenliğini hem de kamu güvenliğini sağlayacaktır.